4.12.2011





KURP

Ece yaklaşık 2 senedir benimle birlikte uyuyor.Ne yaptık ne ettiysek odamızı ayıramadık hatta işi abartıp her yatağa yatışımızda -Anne korkuyorum diyerek iyice bana yapışıyor.


Uzun zamandır Ece'de geçmeyen bir burun akıntısı mevcuttu.kilolarca portakal suları-ballı limonlar içirdiysekte öksürüğü azalsada burun akıntısı geçmedi.İstemesekte Kullanmadığımız ilaç kalmadı.


Geçen gece Ece'yi herzamanki gibi yatakta  uyutup yanından kalkıp 5 aylık olan küçük kızımı  besledim,altını aldım ,uyuttum derken baktım saat 02.30 olmuş.Haliyle yorgunlukla bende yattım.Gece uykumun arasında bir hırıldı bir inleyiş duydum.Ece'ye baktım Çocukk boğuluyordu!!!!!!! hırıltılar Ece'den geliyormuş.Sandımki Ece uyku apnesi oldu(burnu tıkalı ya) yada yatarken biberonunla süt içerek uyuduğu için süt boğazına kaçtı.Bir telaş Ece'yi kolundan çekerek yatak üstüne oturtturdum.Ece NEFES ALAMIYORDU zor nefes alıyordu ve nerdeyse bütün apartmanı inletecek gibi nefes almaya çalıştıkça hırıltılı hırıltılı bir ses çıkıyordu...Avazım çıktığı kadar yan odada yatan eşime bağıRdım -koşşş çocuk boğuluyor....Eşim uyku sersemi odaya geldi loş olan odanın ışığını açtığında Ece'nin nefes almakta güçlük çektiği için kıpkırmızı olduğunu gözlerinin pinpon topu gibi büdüğünü ve( koah)hastaları gibi nefes darlığı çektiğini gördük.
o telaşla Ben pijamalarla Ece kilotca eşim Ece'yi kucakladığı gibi -hadi acil servise diye bağırdı.
Çaresizdik,Ece gözümüzün önünde zor nefes alıyor ve konuşamıyordu...Nesef almaya çalışırken kendini zorladığı için Öyle bir ses çıkıyorduki,bütün apartman uyanmıştır diye düşünüyorum.
Oya ise herseyden habersiz yatagında uyuyorken bir battaniyeye sarıp çocuğu kaptığım gibi eşimin arkasından arabaya bindim...Ece arabada iyice fenalaştı kucağımda 5 aylık kızımla arkada panik içinde -Yok Ece bişey -Bak az kaldı hastaneye  -Korkma kızım gibi cümlelerle Ece'yi yatıştırmaya moral vermeye çalışıyordum.


Hastaneye varıp acilin önüne park ettik eşim Ece'yi kucakladı ben kucağımda 5 aylık kızımla arabadan inip koşturmaya başladık....


Eşimin kucağında Ece nefes darlığı çeke çeke  (astım krizi gibi) sesler çıkararak
ben per perişan kucağımda  ufak kızımla ACİL'den hastaneye girerken, arkamızda da (mesleki olarak değil,kişilik anlamında)tabiri caizse DANGALAK güvenlik görevlisi bagrınıp durmazmı
-Arabayı yanlış yere parketmişssiniz!!!!!
gece'nin 04.00 'dünde kucağımızda çocuklar,bize yardımcı olacağı yerde Biz can derdindeyiz adam araba peşinde.


Acil kapısında ne bir dr.ne bir hemşire.Anladıkki Hastayı görüp,Hastane acilinden fırlayarak sedye getiren personel FİLMLERDEYMİŞ.Eşim bagırınarak   cocugu acil odasına yatırdık.Allahtan nöbetci çocuk dr.ları varmış Hastane 'de yeni doğan yoğun bakım servisi bulunduğu için,nöbetçi uzman çocuk doktorlarıda mevcuttu.Şans bu ki o akşamki dr.Oya'nın doğduğu zaman ilk kontrollerini yapan çok iyi bir doktordu.Ece'ye ilk etapta ilaçlı oksijen maskesi taktı,popodan iğne yaptı,başını dikleştirdi,tansyon,kalp aletleri taktı.Ben kucağımda bebeğimle yaşlı gözlerle Ece'ye bakıyorken Ece hayatında ilk defa karşılaştığı hastane ortamı ve nefes alamamanın verdiği korkuyla babasının elini sımsıkı kavramışken ne mi oldu DANGALAK güvenlik görevlisi  acile gelip -Araba demiştim demezmi.Deseki verin anahtarı çektireyim anlayacağımda, halimizi görüyor el kol dolu.sabahın 04.00'dünde acile keyfimize gelmemişiz.

Ayrıca 2.doğumumu bu hastanede yaptım Güya izmirin en iyi hastanesi doktorlar iyi ama sanırım personel denetlenmiyor.Hasta ilişkileri sıfır  kendilerinden bir haber toplama bir sürü  adam koymuşlar.Sinir olup duruyorsunuz.
Sınıfta kaldın, KENT HASTANESİ.

Neyse dr.Ece'nin boğazındaki ödemi yaklaşık bir saat içinde (şişliği)yumuşattı .Ece'de ki hırıltı azaldı.Fakat bu seferde ateşi çıktı,acil bölümünde ki devamlı birbirleriyle şakalaşan devamlı kendi aralarında konuşan biz çağırmadıkça (çocuğa takılan oksijen hortumu yerinden çıkıyordu)yanımıza dahi çocuğu kontrole  gelmeyen güya ACİL personelinden ateşini ölçmelerini isteyince soğuk bir tavır ,asık suratlı halleriyle(ki bu daha 3 yaşında çocuk).İnsanlıktan bir haber olan bu varlıklar,sanki kardeşim ne bölüyorsun muhabbetimizi der gibi bakışlarla geldiler.
bir daha Allah düşürmesin kapından içeri  bile girmem başka Hastane mi yok ....
Sınıfta kaldın, KENT HASTANESİ.


Neticede Ece 0-5 yaş arası çocuklara bulaşan kurp diye bir hastalığa yakalanmış.
Aslında az bilinen ama çok görülen bir çocuk hastalığıymış.Tetikleyende geçirdiği öksürük-gribal enfeksiyon olmuş.Hava yoluyla bulaşırmış,gece nöbeti şeklinde belirti verirmiş.Nefes borusu iltahabıymış,Gece ansızın havlar şekilde öksürür ve nefes darlığı ,solunum sıkıntısı şeklinde septomları varmış.Bu demek değilmiş aynı  ortamda havayı soluyan her çocuk bu hastalığı kapacak...Bağışıklığı düşükse bu hastalığa yakalanma yüzdesi çok yüksekmiş..Ya ağır ya hafif olarak geçiriliyormuş.Neticede ikisinde de nefes darlığı yaşanıyormuş diğer bir adı YALANCI DİFTERİ'ymiş..


Buraya bunları yazmamın nedeni sizede ışık tutabilmek. olurya umarım olmaz böyle bir septomda hemen çocuk soğuk havaya çıkarılmalıymış,soğuk bir ıslak havlu yüzüne göğsüne bastırılmalıymış eğer evde soğuk hava makinesi varsa çocuğun burnu ona tutulmalıymış Soğuk(serin ortam) evde yapılabileck ilk acil tedaviymiş,sonrada çocuğu kapıp acile götürmek.Bizimde ilk işimiz Ece'nin yattığı odaya soğuk bıhar makinesi almak oldu.Allah hepimizin çocuğuna sıhhat-sağlık versin.Sağlıcakla kalın.

Teşekkürler gene beklerim...